Skip to content
  • Hakkımda
  • Blog
  • Şiirler
  • Öyküler
  • İletişim

Copyright izlek 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress

izlek
  • Hakkımda
  • Blog
  • Şiirler
  • Öyküler
  • İletişim
Siyaset Article

Teori, Strateji, Politika

On 22.06.2025Sisyphos
Toplumsal gerçekliği anlamamızı sağlayan sağlam bir teoriye, bu teorinin ışığında belirlenen devrimci bir stratejiye ve bu stratejiyi hayata geçirecek yaratıcı bir pratik politikaya ihtiyacımız var. Bu üç sacayağı olmadan, kurtuluş mücadelemiz parçalı kalır, hedefsizleşir ve nihayetinde başarısızlığa mahkûm olur.

Dünyamızın dört bir yanında yükselen çelişkilerin, krizlerin ve çatışmaların ortasındayız. Kapitalist sistem, kendi iç çelişkileriyle boğuşurken, halkları derin bir yoksulluğa, eşitsizliğe ve yıkıma sürüklüyor. Emperyalizm ise tüm çıplaklığıyla saldırganlığını sürdürüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a yönelik saldırıları, bu küresel tablonun acı birer kanıtı. Bu koşullarda, ezilen ve sömürülen halkların önünde duran en temel soru şudur: Bu düzeni nasıl değiştireceğiz?

Toplumsal gerçekliği anlamamızı sağlayan sağlam bir teoriye, bu teorinin ışığında belirlenen devrimci bir stratejiye ve bu stratejiyi hayata geçirecek yaratıcı bir pratik politikaya ihtiyacımız var. Bu üç sacayağı olmadan, kurtuluş mücadelemiz parçalı kalır, hedefsizleşir ve nihayetinde başarısızlığa mahkûm olur.

Bu sorunun yanıtı, ancak birbirini tamamlayan üç temel unsurun bir araya gelmesiyle bulunabilir: Toplumsal gerçekliği anlamamızı sağlayan sağlam bir teoriye, bu teorinin ışığında belirlenen devrimci bir stratejiye ve bu stratejiyi hayata geçirecek yaratıcı bir pratik politikaya ihtiyacımız var. Bu üç sacayağı olmadan, kurtuluş mücadelemiz parçalı kalır, hedefsizleşir ve nihayetinde başarısızlığa mahkûm olur.

Tarih, bize bu dersi defalarca vermiştir. Büyük devrimler, sadece iyi niyetlerle değil, aynı zamanda toplumsal yasaları kavrayan bilimsel bir bilinçle, net bir hedef ve yol haritasıyla ve bu hedefleri günlük mücadeleye taşıyan esnek bir eylemle gerçekleşmiştir.

Bugün, kapitalizmin ve emperyalizmin tüm yıkıcılığına rağmen, halkların direniş azmi de bir o kadar güçlü. Ancak bu azmi doğru bir yöne kanalize etmek ve zafere taşımak için, teori, strateji ve pratik politika arasındaki kopmaz bağı her zamankinden daha iyi kavramak zorundayız. Çünkü ancak bu bütünlüklü yaklaşım, bize kurtuluşun yolunu gösterecek ve dünyayı gerçekten değiştirmenin kapısını aralayacaktır.

Peki, sağlam bir teori bize ne için lazım?

İlk olarak, gerçekliği anlamak için vazgeçilmezdir. Kapitalist sistemin karmaşık görünen işleyişini, görünmez sanılan sınıf çelişkilerini, emperyalizmin küresel çaptaki saldırgan doğasını ve bu sürecin geleceğe dönük eğilimlerini ancak bu bilimsel bakış açısıyla analiz edebiliriz. Tıpkı daha önce tartıştığımız Kemalizm’in tarihsel ve sınıfsal kökenlerini ya da İran’ın nükleer programının emperyalist kuşatma karşısındaki direniş niteliğini anlamaya çalıştığımız gibi, her bir olguyu kendi dinamikleri içinde, ancak sınıf mücadelesinin ve ekonomik ilişkilerin belirleyiciliğiyle çözebiliriz. Gerçekleri çıplak haliyle görebilmek, yanılsamalardan kurtulmak demektir.

İkinci olarak, ideolojik berraklık sağlar. Kapitalist düzen, kendi varlığını sürdürebilmek için sürekli olarak ideolojik bir sis perdesi örer. Bu sis perdesi, eşitsizliği doğal, sömürüyü kaçınılmaz gösterir; işçi sınıfını bölmeye, halkı birbirine düşürmeye çalışır. Reformist ve oportünist sapmalar, yani sistemi değiştirmek yerine onu yamalamayı veya sisteme uyum sağlamayı öneren yaklaşımlar da bu sis perdesinin bir parçasıdır. Bizim teorimiz, bu yanılsamaları parçalamamızı, burjuva ideolojisinin hilelerini teşhir etmemizi ve halkın zihnindeki bulanıklığı gidermemizi sağlar.

Üçüncü ve belki de en önemlisi, sağlam teori bize öngörü yeteneği kazandırır. Tarihsel eğilimleri, toplumsal gelişmenin kaçınılmaz yönünü ve çelişkilerin hangi noktalarda patlak verebileceğini önceden görebilmemiz, mücadelemizin başarıya ulaşması için hayati önem taşır. Bu, kadercilik ya da kehanet değildir; bilimin ışığında, nesnel yasaları anlayarak geleceğe dair mantıklı çıkarımlar yapabilmektir. Bu öngörü yeteneği, devrimci eylemlerimiz için sağlam bir zemin oluşturur, bizi hazırlıksız yakalanmaktan kurtarır ve doğru zamanda doğru adımları atmamızı sağlar.

Kısacası, sağlam teori, yalnızca geçmişi ve bugünü anlamamızı değil, aynı zamanda geleceği şekillendirmemizi sağlayan yegâne araçtır. O olmadan, adımlarımız kör, mücadelemiz ise sonuçsuz kalmaya mahkumdur.

Sağlam bir teorinin bize sunduğu pusula ile donandıktan sonra, önümüzdeki devasa soruna geliyoruz: Elde ettiğimiz bu bilimsel kavrayışı, somut bir zafere nasıl dönüştüreceğiz? İşte bu noktada, devrimci strateji devreye girer. Strateji, sağlam teoriye dayanarak belirlenen, işçi sınıfının iktidarı ele geçirme ve sosyalist toplumu inşa etme yolunda izleyeceği genel hattır. Bu, sadece bir temenni değil, uzun vadeli hedeflerle bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan güç birikimini ve mevzilenme planını içeren kapsamlı bir yol haritasıdır.

Peki, devrimci strateji bize ne için lazım?

Öncelikle, eyleme yön vermek için vazgeçilmezdir. Sınıf mücadelesi, sayısız çelişki ve karmaşık dinamiklerle doludur. Strateji, bu karmaşanın içinde bize yol gösterir; her aşamada hangi adımların atılması gerektiğini, düşman saflarındaki ana çelişkiyi ve ikincil çelişkileri belirlememizi sağlar. Hangi cepheye yükleneceğimizi, ne zaman geri çekileceğimizi ya da ne zaman genel bir saldırıya geçeceğimizi gösteren kılavuzdur.

İkinci olarak, güçleri birleştirmek için hayati önem taşır. Kapitalizmin sömürüsü altında ezilenler sadece işçi sınıfı değildir; köylüler, küçük esnaflar, işsizler, aydınlar, gençler, kadınlar… Bu geniş yığınları, işçi sınıfının öncülüğünde, ortak bir hedefe yöneltmek, stratejinin başarısıyla doğrudan ilişkilidir. Ulusal kurtuluş hareketlerinde farklı sınıfların emperyalizm karşıtı ortak cephelerde birleştiğini görmemiz gibi, devrimci strateji de bu ittifakları kurmanın ve sürdürmenin yolunu çizer.

Üçüncü olarak, mevzilenme için bize yol gösterir. Tıpkı bir savaşta olduğu gibi, sınıf mücadelesinde de düşmanın zayıf noktalarını tespit etmek ve devrimci güçleri bu zayıflıkları hedef alacak şekilde konumlandırmak gerekir. Strateji, kitlelerin bilinç ve örgütlülük düzeyine uygun olarak devrimci mevzilerin nasıl kazanılacağını ve nasıl sağlamlaştırılacağını belirler.

Son olarak ve belki de en önemlisi, kitlelere umut ve perspektif sunar. Mücadeleler zorlu, kayıplar acı verici olabilir. Ancak devrimci strateji, tüm bu zorluklara rağmen, kurtuluşun mümkün olduğunu gösteren somut bir vizyon sunar. Bu vizyon, mücadele azmini ve kararlılığını pekiştirir, geleceğe olan inancı canlı tutar.

Peki, bu hayati strateji nasıl geliştirilir?

Öncelikle, ülkenin ve dünyanın somut koşullarının kapsamlı bir sınıfsal ve ekonomik analizi zorunludur. Hangi sınıfların güçlendiği, hangi sınıfların gerilediği, üretici güçlerin durumu, ekonomik krizlerin derinliği gibi unsurlar titizlikle incelenmelidir.

İkinci olarak, ulusal ve uluslararası ölçekteki kuvvetler dengesi sürekli olarak değerlendirilmelidir. Emperyalist güçler arasındaki çelişkiler, bölgesel çatışmalar, uluslararası işçi hareketinin durumu gibi faktörler göz ardı edilemez.

Üçüncü olarak, geçmiş devrimci deneyimlerden ve hatalardan ders çıkarma yeteneği kritiktir. Kazanımlar kadar, yenilgilerin nedenleri de derinlemesine incelenmelidir. Son olarak, devrimci strateji, tekil kişilerin değil, Parti kongreleri ve merkezi organlar aracılığıyla kolektif tartışma ve kararlarla belirlenir. Bu, stratejinin bilimsel ve kolektif bir iradenin ürünü olmasını sağlar.

Devrimci strateji, körü körüne bir cesaret değil, bilimsel bir bakış açısıyla aydınlatılmış, hedefi belli bir eylem planıdır. Bu rota olmadan, kurtuluşa giden yolu bulmamız imkansızdır.

Yaratıcı Pratik Politika: Teorinin ve Stratejinin Eylemde Somutlaşması

Sağlam bir teoriyle donanıp devrimci bir stratejiyle yolumuzu çizdikten sonra, sıra en kritik aşamaya gelir: Bu bilgi ve planı somut eyleme dökmek. İşte bu noktada yaratıcı pratik politika devreye girer. Pratik politika, belirlenen devrimci stratejinin günlük mücadeleye ve sürekli değişen koşullara uyarlanmasıdır. Bu, sadece büyük hedefler koymakla kalmaz, aynı zamanda taktiklerin belirlenmesi, propaganda ve ajitasyonun ustaca yürütülmesi, halkla kopmaz bağlar kurulması ve somut eylemlerin örgütlenmesi anlamına gelir.

Peki, yaratıcı pratik politika bize ne için lazım?

İlk olarak, halkla bağ kurmak için elzemdir. Teorik doğrular ve stratejik hedefler ne kadar sağlam olursa olsun, eğer bunlar halkın anlayacağı, benimseyeceği ve sahipleneceği bir dile ve eyleme dönüşmezse, soyut kalmaya mahkumdur. Pratik politika, karmaşık kavramları somut taleplere, günlük yaşamın gerçekliğine indirgeyerek halkla devrimci hareket arasında köprü kurar.

İkinci olarak, sadece mevcut durumu eleştirmekle kalmayıp, dönüşümcü eylem yaratmak için gereklidir. Halkın somut talepleri üzerinden kitleleri harekete geçirmek, onların bilinçlerini yükseltmek ve örgütlenme becerilerini geliştirmek, pratik politikanın temelidir. Küçük direnişler, yerel mücadeleler, sistemin dayattığı her türlü adaletsizliğe karşı yükselen sesler, pratik politikanın canlı örnekleridir.

Üçüncü olarak, krizleri ve çelişkileri devrimci atılımlara dönüştürmek için esneklik ve yaratıcılık gerektirir. Kapitalist sistem sürekli krizler üretir ve bu krizler çoğu zaman büyük fırsatlar sunar. Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a yönelik saldırısı gibi emperyalist saldırganlıklar, halkın öfkesini ve direnişini kamçılayabilir. Yaratıcı pratik politika, bu tür anlarda halkın potansiyelini doğru okuyarak, mücadeleyi bir adım öteye taşıyacak adımları atma becerisini gösterir.

Son olarak, gerçekçi bir yaklaşım sergilemek, pratik politikanın olmazsa olmazıdır. Hayalcilikten uzak durarak, mevcut güç dengeleri içinde atılabilecek en ileri ve en etkili adımları belirlemek gerekir. Bu, her zaman en büyük adımı atmak anlamına gelmez; bazen en küçük ama en doğru adım, uzun vadeli başarı için daha kritik olabilir.

Peki, bu yaratıcı pratik politika nasıl uygulanır?

Her alanda, yani işçi sınıfı, gençlik, kadınlar, köylüler gibi farklı toplumsal kesimlerde, onların özgün ve somut talepleri üzerinden örgütlenme temeldir. Halkın dertlerine ortak olmak, onların mücadelesini kendi mücadelemiz kılmak esastır. Grevler, direnişler, gösteriler gibi kitle eylemlerini etkin bir şekilde örgütlemek, halkın gücünü somut bir şekilde ortaya koyar. Propaganda ve ajitasyon araçları – yayınlar, sosyal medya, toplantılar, birebir sohbetler – kullanılarak kitlelerin bilinci sürekli yükseltilir, sistemin gerçek yüzü gösterilir ve alternatif bir dünya perspektifi sunulur.

Partinin kadroları ve üyeleri, halkın içinde eriyen, onlara önderlik eden ve örnek teşkil eden niteliklerini sürekli geliştirmelidir. Son olarak, kapitalist ve emperyalist sömürüye karşı küresel mücadelede, uluslararası dayanışmanın ve enternasyonalist bilincin güçlendirilmesi vazgeçilmezdir. Çünkü hiçbir halkın kurtuluşu, diğer halkların mücadelesinden bağımsız değildir.

Yaratıcı pratik politika, teoriyi yaşamın içine indiren, stratejiyi ete kemiğe büründüren ve dünyayı gerçekten değiştirme arzumuzu somut eyleme dönüştüren köprüdür. O olmadan, en sağlam teori bile soyut bir felsefe, en devrimci strateji bile sadece kağıt üzerinde bir plan olarak kalır.

Devrimci Sürecin Bütünlüğü ve Sürekliliği

Gördüğümüz gibi, toplumsal kurtuluş ve sosyalist bir gelecek arayışımızda, sağlam teori, devrimci strateji ve yaratıcı pratik politika birbirini besleyen ve tamamlayan, ayrılmaz bir bütün oluşturur. Bu üç unsur, bir zincirin halkaları gibi kopmaz bir bağla birbirine bağlıdır. Teori, bize yolumuzu aydınlatan bir pusula sunarken, strateji bu pusulanın işaret ettiği yöne doğru izlenecek rotayı çizer. Pratik politika ise bu rotayı somut adımlarla hayata geçiren, mücadeleyi her an yeniden üreten dinamik bir güçtür. Biri eksik olduğunda, diğerleri de topal kalır; teori pratiğe dönüşmezse dogmaya, strateji eylemle beslenmezse hayale, pratik politika teoriden yoksunsa kör bir çabaya dönüşür.

Bu bütünlük, bize Marx, Engels ve Lenin’in miras bıraktığı, dünyayı değiştirme arzusunun somut ifadesidir. Onlar, toplumsal analizi devrimci eylemle birleştirdiler; kapitalizmin ve emperyalizmin yıkıcı doğasını teorik olarak açıklarken, işçi sınıfının iktidarı ele geçirmesi için hem stratejik bir vizyon hem de somut pratik adımlar ortaya koydular. Onların bu tarihsel misyonu, bugün de güncelliğini koruyor. Kapitalist sömürünün derinleştiği, emperyalist saldırganlığın arttığı bir dönemde, bu üçlü birliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Bu zorlu ama kutlu yolda, örgütlü, bilinçli ve disiplinli bir devrimci öncü partinin rolü vazgeçilmezdir. Parti, sağlam teorinin üretildiği ve korunduğu, devrimci stratejinin belirlendiği ve tüm kadrolarca benimsendiği, yaratıcı pratik politikanın ise kitlelerle birlikte hayata geçirildiği ana organdır. Partinin önderliği olmadan, halkın kendiliğinden patlak veren öfkesi ve direnişi, ne yazık ki kalıcı bir devrimci dönüşüme ulaşamayabilir.

Unutmayalım ki, devrimci süreç statik bir durum değil, sürekli bir öğrenme, analiz etme, eyleme geçme ve eleştirel özeleştiri yapma sürecidir. Her deneyimden ders çıkarmak, yapılan hataları cesurca görmek ve düzeltmek, değişen koşullara ayak uydurmak, devrimci hareketin canlılığını ve ilerleyişini sağlar. Ancak bu kesintisiz çaba ve sürekli gelişimle, insanlığın kurtuluşu için çıktığımız bu yolda zafere ulaşabilir, sömürüsüz ve sınıfsız bir dünya inşa edebiliriz. Bu, yalnızca bir ideal değil, bilimsel olarak mümkün ve tarihsel olarak zorunlu bir hedeftir.

Bunlar da var

Türkiye’nin Anti-Emperyalist Geleneğinin Kökenleri ve Evrimi

Nükleer Eşikteki İran: Emperyalizmin Pençesinde Bir Direniş

İran-İsrail Gerilimi Ekseninde Emperyalist Hesaplaşma

Tags: devrim, politika, strateji, teori

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Arşivler

  • Haziran 2025

Calendar

Haziran 2025
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30  
     

Kategoriler

  • Felsefe
  • Siyaset

1880-124-1024

Copyright izlek 2025 | Theme by ThemeinProgress | Proudly powered by WordPress