Şiirler
Sessiz bir an sevgilinin gözlerinde süzülürken zaman, neler geçer kim bilir aklımdan.
Kim bilirdi sorulmasa o an;
bir şarkıydı oysa içimde dönüp duran.
“ruhumda alev gibi neşen taşa, ateş ol, ateş ol, ateş ol gönlüm. Hoş yaşa, sarhoş yaşa gönlüm “
Dedi “Ne düşünüyorsun?”
Sorulunca fark ettim, aklımın kırmızıya dönen duvarlarında yaşayan resimler gibiydi o an düşündüklerim.
Birinde duvarın nasıl yapsalar fısıldaşıyor;
Bu yıl da geride kalırken elleri çoğaltmak için nasıl yapsaktı,
Nasıl yapsaktı unutmayı unutmayı
Nasıl yapsaktı yakasına yapışmaları
Nasıl yapsaktı sırt sırta vermeleri
Öbür kenarında duvarın;
bayram ziyaretleri var geçmişimin, yeniden yeniden yazılıyorlar yaşanmamışlıklarına.
El öpmeler değil
Harçlıklar hiç değil
Sarılmalar sevdiklerine
Karşı duvar gürültülü öfkeli
Teri kurumamış yumruk var havada bağırıyor.
Biri “sevmeleri” on yedi yerinden bıçaklıyor
Çocukların çığlıklarını bastırıyor kara gölgelerin yüksek sesli homurtuları
Bir ben fark ediyorum cılız sesleri duyanları
Öbür duvar boş henüz. Kırmızıya dönen duvarın önünde üç boya kovası sarı, mavi, yeşil…
Duvarda ayak uçlarında renksiz bir tango döndüğünü hayal ediyorum.
İki satır mırıldanmak geçiyor aklımdan:
“Kırmızı bir kuştur soluğun
Kumral göklerinde saçlarının
Seni kucağıma alıyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların”
Sorulunca soru
“Ne düşünüyorsun?”
Soruya soruyorum;
Ne renge boyasak boş duvarı.
- Kaybolan Anlam: Yabancılaşma
- Türkiye’nin Anti-Emperyalist Geleneğinin Kökenleri ve Evrimi
- Teori, Strateji, Politika
- Nükleer Eşikteki İran: Emperyalizmin Pençesinde Bir Direniş
- İran-İsrail Gerilimi Ekseninde Emperyalist Hesaplaşma