
Teknoloji, insanlık tarihi boyunca bir ikilem sunmuştur: bir yandan sınırsız potansiyel barındırır – bilgiye erişimi kolaylaştırır, iletişimi küreselleştirir, yaratıcılığı teşvik eder ve bireyleri bir araya getirme gücüne sahiptir. Ancak diğer yandan, içinde var olduğu toplumsal-ekonomik sistemin karakteristiğini taşır ve onun ideolojik aygıtlarına dönüşebilir. Özellikle kapitalist üretim ilişkileri altında, teknoloji çoğu zaman bir sömürü aracına evrilir,